Muktedirsen Demokrasiye, Diplomasiye Ne gerek var, ez geç!

Putin, Rus halkının siyasi lideri olarak davranmıyor, bir avuç oligarkın mafyatik figürü gibi sağa sola sardıyor.

Uluslararası hukuku çiğneyerek bunu yapıyor.

Anımsayın Rusya, Güney Osetya Savaşı gerekçe göstererek 2008’de Gürcistan’ı işgal etmişti.

Mihail Saakaşvili işgalin karşısında kravatını dişlerken çekilen görüntüleri ekranlara düşmüştü. Osetya ve Abhazya bu işgal ile birlikte Rusya’nın kontrolüne geçti.

2014 yılında Putin bu defa Kırım’ı işgal etti ve Kırım’ı kendi topraklarına kattı.

2015 tarihinde de, Esad hükûmetinin isteğiyle Suriye İç Savaşı’nda askerî müdahalenin içinde yer aldı ve bölgeye kalıcı olarak yerleşti.

Şimdi de Ukrayna’yı işgal etti.

Donbas bölgesinde yer alan Luhask, Dobetsk’in ilan edilmiş bağımsızlığını gerekçe göstererek ve tanıyarak Ukrayna işgaline yeni bir gerekçe buldu.

Putin, Dobas bölgesinin işgaliyle yetinmedi, Ukrayna’nın hemen her şehrini günlerce bombaladı ve Kiev’e tanklarla girdi.

Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine seslenerek Zelensky’in askeri darbeyle devrilmesini istedi.

Zelensky batılı ittifakkarı tarafından yalnız bırakıldığını, verilen sözlerin yerine getirilmediğini gördü.

Eğer bir halk direnişi ile karşılaşılmazsa, Zelensk iktidarı muhtemelen bırakacak ve Rus yanlısı bir yönetim oluşturulacak. Böylelikle Putin istediğini alacak. Direniş gerçekleşirse Ukrayna Rusya için bir Vietnam’a dönüşebilir.

Sonuçları ne olursa olsun, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, bağımsızlığı, egemenliği Rus oligarkların lideri tarafından ayaklar altında çiğnendi.

Putin, Çar ve Stalin dönemindeki bir avuç ayrıcalıkların çıkarını savunan işgalci politikaları acımasızca sürdürüyor.

Ama, bir farkla!

Çar, sarayın etrafında kümeleşen büyük toprak sahiplerinin, Stalin bürokrasinin çıkarlarını savunuyordu.

Putin ise, bir avuç oligarkın.

Bu oligarkların lideri dünyanın yeniden paylaşımında söz sahibi olmak istiyor. Çünkü aynı politikalara sahip batılı emperyalist güçlerle başa çıkmanın tek yolu bu olduğunu sanıyor.

Büyük Rusya hayallerini milliyetçilik üzerinden kendi halkına ve dünyaya pazarlamaya çalışsa da Rus halkı gerçeği biliyor.

Savaşın bedelini her zaman halklar öder. Canlarıyla ve yoksulluklarıyla. Rus halkı, doğu Avrupa halkları ve Kafkas hakları biliyor. Çar’ın, Stalin’in yaptıkları hafızalarda.

Putin’in işgalci ve ilhakçı tutumuna bu memlekette hâla ‘işgal’ demekten çekinip ısrarla ‘SAVAŞ’ diye niteleyenler var.

Bunu da geçtim…

Savaşa karşıyız, diyemeyenler var!

Militarist zihniyet dünyanın her yerinde aynı çalışıyor:

Gücün yetiyorsa demokrasiye, demokratik tahammüllere, diplomasiye, barışa ne gerek var, ez geç!