Hak sözcüğü , söylerken dahi insana güç veren bir sözcük .Ancak yapım eki ile türettiğimizde ve “lı “ yapım ekini eklediğimizde aynı gücü vermiyor ,bu da toplumumuzda “haklı “olanın yıllar yılı hakkını alamamış olmasından ya da hiçbir zaman eksiksiz alamamış olmasından ya da geç almış olmasından kaynaklanıyor.
Hele ki dünyamızda son dönemde batıl yani haksız olanın güç kazandığı ya da haklıya oranla daha itibar gördüğü bir ortamda haklının boynu epeyce bükülüyor, e tabi bu boynu büküklük hiçbir zaman sonsuza dek sürmüyor çünkü araya “gerçek Hakk giriyor.
İnsanoğlu olarak hakkın yanında mı batılın yanında mı yer alacağımız da bizlere kalmıştır. İnsanoğlu bazen hakkın yanında durmaz, durmak istemez çünkü hak sadedir, süssüzdür , yalansızdır ve tek çabası doğru ve gerçeği ortaya çıkarmaktır Oysa bâtıl entrika içerir ve içinde heyecan , karmaşıklık gibi bir çok insanı çeken olumsuz duygu barındırır ve insanların kendisine meyline neden olur insanoğluna süs, yalan, sahtelik , basitlik , sansasyonellik ve popülistlik bazen daha cazip gelir ancak o caziplik de insana uzun vadede çoğu zaman mağlubiyet getirir.
Toplum olarak hak , hukuk kavramlarına ne kadar duyarsızlaştığımızı ,herkesin kendini bir şeklide haklı görme çabasını gördükçe insan gelecek nesiller için üzülüyor. Belki ebeveynler olarak çocuklarımızda doğuştan var olan hak kavramını ve acıma duygusunu köreltmeyerek , genç nesiller için işe başlayabiliriz. Çocuklarımız biraz büyüdüklerinde bir arkadaşının diğerine yaptığı haksızlığa ses çıkarmaması için çoğu zaman uyarılır “ sen karışma, sen sesini çıkarma” diyerek ebeveyinleritarafından ,işte bu da bireyler için ilk kırılma noktası olur “hak ve haklı “ kavramının zayıflamasında.
Hak, haklı ve haklının yanında durma kavramlarının içselleşmesi için hemen hemen herkesin hak kampına girmesi ve kendisi ile yüzleşip bir program oluşturması gerekiyor bence. Hakka, haklıya sahip çıkma , kendi aleyhimize bile olsa haklıya hakkını iade etme, bâtılı dışlama ve bâtıla paye vermeme, batılın süslü sözlerine kanmama,batılın en iyi dostu yalana ya da ortalığı karıştırmak ve gerçeğin ortaya çıkmaması için söylenen yalanlarına sırtını dönmek ile başlayabilir herkes “HAK KAMPINA “ .
İnsan olarak ne haksızlık yapmalı ne de yapılan haksızlığa sessiz kalmalı bu dünyada .Ben üniversite ikinci sınıfta İstanbul Beyazıt Sahaflar Çarşısı’nda bir kitapçıda asılı yazıyı okuyunca hayatımın felsefesi bu olabilir dediğim sözü bulmuştum. Yazı şu şekilde idi : “Haksızlık karşısında susarsanız hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz .Hz Ali.”Bu sözü kendime çok yakın hissetmiştim, halbuki o zamanlar daha 18 yaşında idim.O gün bugündür ne haksızlık karşısında susarım ne de bile isteye haksızlık yapan taraf olurum.
Haklının hakkını geç kalmadan her daim alabildiği hatta bu mücadeleye girmesine gerek kalmadığı bir toplum düzenine kavuşmak ümidi ile.
Yorum yazarak Oxijen TV Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Oxijen TV hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Oxijen TV editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Oxijen TV değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Oxijen TV Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Oxijen TV hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Oxijen TV editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Oxijen TV değil haberi geçen ajanstır.